Eve vardığımızda, güneşin son ışıkları duvarlardan süzülüyordu. Hasan, arabayı garaja park ederken ben poşetleri içeri taşımaya başladım. Hasan, garajdan elinde birkaç poşetle içeri girdi. Kapıyı kapatırken, arkasında gün batımının hafif gölgesi belirdi. Onu bu halde izlerken, içimde derin bir huzur dalgası yayıldı. Göz göze geldiğimizde yüzünde her zamanki gibi sakin bir gülümseme vardı. “Elindekileri bırak, biraz dinlen,” dedim gülerek. Hasan başıyla onayladı ve çantasını bir kenara bırakarak oturma odasına geçti. O kanepeye otururken ben mutfağa geçip birer kahve hazırlamaya koyuldum. Kahvenin sıcak kokusu tüm odayı doldururken Hasan radyoyu eline almış kuruyorsu. Bir kaç cızırtıdan sonra hafif bir ritimle şarkı çalmaya başladı. Tam o sırada radyodan "Kalbimi Kıra Kıra" çalmaya başladı