Kalbimin bir köşesini kuş gibi çırpındırtıyordu Barbaros. Bunu belli etmemek için çok çabalıyor olsam da ne kadar başarılı olduğum meçhuldü. Dudaklarımı ısırıp geri çekildim. “Gidip dinlenmeli ve sonra kıyafet seçmeliyim. Çok ani oldu.” Dediğimde ellerini üzerimden çekip ceplerine koydu ve iyice dikleşti. Zaten yeterince uzun değilmiş gibi... “Tamam o zaman, yarın kavalyen olmak için seni akşam 20.00 da alırım.” Ses tonu en güzel şiir gibiydi. “Bekliyor olacağım.” ...... Evden çıkmadan önce son kez ayna karşısına geçtim. Giydiğim saks mavisi straplez elbise ve bakır rengi saçlarım öylesine uyumluydu ki Okyanus ile güneş havası veriyordu. Sanki kendime bakınca deniz karşısında gün batımını izliyormuş gibi hissettim. Ellerimde dirseklerime kadar geçirdiğim aynı renk eldiven ise bana ço