Hala İş Var Sende

1008 Words
Hakan 35 yaşında başarılı bir mimar... Eşi Esra ile 6 yıllık evliliği olan Hakan eski o genç, o özgür yıllarına büyük bir özlem duyuyor. Sokakta birileriyle bakışmayı, birine iltifat etmeyi, yeni kadınlarla tanışmayı her şeyden çok istiyor. Tabii bir yandan seviyor da karısını... Araları gayet iyi. Hiçbir sorunları yok. Ancak her şey çok monoton. Fazla normal... Heyecansız, yavan ve basit... Fikret, Hakan'ın ortağı. Giriyor Hakan'ın odasına ve kendince müjdeyi veriyor: F: Hakan hadi yine iyisin H: Noldu olum hayırdır.... F: Senle çalışacak bir stajyer kız bakıyorduk ya. İnsan kaynakları bi kız bulmuş afet afett... H: Olum saçmalama ne diyorsun sen hehehe... F: Hadi lan köftehor... 175 boyu var diyorum, 22 yaşında, çıtır... H: Hahah şerefsizsin oğlum sen... Nasıl göğüsleri iyi mi? F: Birazdan görürsün H: Nasıl ya, başlıyor mu hemen? Fikret bir anda kapıyı açar ve genç stajyer Şule ofise girer. Hafif göğüs dekoltesi olan beyaz bir gömlek, kısa bir siyah kalem etek ve bacaklarını olduğundan daha parlak ve seksi gösteren bir çorap var üzerinde Şule'nin... Hakan hemen baştan aşağı süzüyor tabi kızı. Elini sıkıyor gülerek ve teninin o tatlı sıcaklığını hissediyor. Tabii bir de Şule'nin, Hakan'a her zaman fazlasıyla erotik gelen o meyve aromalı parfüm kokusunu içine çekiyor. Şule'nin ilk iş deneyimi... Oldukça heyecanlı, üniversiteden yeni mezun olmuş ve okulda 4 yıl boyunca sevgili olduğu Giray'la sorunlu bir ilişkileri var. Bu işi hayatında yeni bir döneme başlangıç olarak da görüyor. Kafasında yavaş yavaş Giray'dan kurtulmanın planlarını yapıyor. Tabii Giray'ın zararsız görünse de hafif çatlak halleri onu ürkütmüyor değil. Fikret dayanamıyor ve ortalığa bir espri patlatarak odayı terk ediyor. F: Hadi bakalım, ben sizi yalnız bırakayım. Sonuçta hep başbaşa çalışacaksınız, karı koca gibi olacaksınız. Alışın bakalım birbirinize... H: Heheh.. Şulecim sen bakma ona.. Ş: Yok önemli değil Hakan bey. Fikret bey bir yerde haklı sonuçta. Ben sizinle özel çalışacakmışım, öyle dedi insan kaynakları.. H: Evet Şulecim... Sana işi en kısa sürede öğretmek ve uzun yıllar bu çatı altında çalışmak istiyoruz. Umarım iyi anlaşırız... Ş: Bence anlaşırız Hakan bey. Oldukça uyumlu birine benziyorsunuz. H: Sen bakma bana çok şeytani yanlarım vardır benim. Hakan, Şule'ye flörtöz bir bakış atar. Hayatında hiç karısını aldatmamış olan Hakan bu tip flörtöz konuşmaları yapmaya bayılır. Ancak bir türlü işi sonuna götürmemiştir. Şule'yle de diğerleri gibi laf olsun diye flörtöz konuştuğunu düşünür. Ş: Neymiş o şeytanlıklar Hakan bey? H: Ben böyle güzel kadınlarla çalışmayı pek sevmem Şule. Çünkü onlara böyle bakar bakar dururum. Senden ricam bana fazla tatlılık yapma, yoksa verimli olamam.. Ş: Hahah çok şekersiniz Hakan bey.. H: Böyle tatlı tatlı da gülme. Ş: Hahahh tamam gülmemeye çalışırım. Ama o zaman sizle bir anlaşma yapalım, siz de bana öyle tatlı tatlı bakmayın o zaman. H: Heheh demek tatlı bakıyorum ha... Tam ikisi de birbirlerine bakıp gülüştükleri sırada Hakan'ın telefonu çalar. Arayan karısı Esra'dır. Onun telefonunu açmaması her zaman aralarında sorun olmuştur. Bir telefona bakar bir Şule'ye... Ve aramayı reddeder.. Durumu anlayan Şule gülümser. Ş: Hakan bey, eşiniz aradı galiba lütfen açın bekletmeyin H: Sen nereden anladın bakayım eşim olduğumu? Ş: Öncelikle sizin gibi hem başarılı, hem yakışıklı orta yaş bir adamın bekar olması çok düşük bir ihtimal. Sizi havada kaparlar, ki kapmışlar da zaten. H: (Gülümser) Bak seen... Ş: Ayrıca, arayan eşiniz değil de başkası olsaydı bu kadar tereddüt yaşamaz telefonu ya açar ya da direkt kapatırdınız. Gözlerinizde gördüm ben o kararsızlığı H: Ama sen çok zekisin ya Ş: Hahah teşekkür ederim. Hem tatlıymışım hem zekiymişim... Ben neler yapıyorum böyle ya daha ilk günden H: Güzel olduğunuz kadar küstahsınız hanımefendi Ş: Anlayamadım Hakan bey H: (Kahkaha atar) Hahah korkma korkma... Bir yeşilçam klişesi bu. Eski filmlerdeki repliklere gönderme yaptım. Tabi çok gençsin sen, bilmezsin öyle filmleri Ş: Evet daha çok küçüğüm ben (çocuk taklidi yapar) H: Hahah çıtır çerez seni... Senin sevgilin var mı peki? Şule bir süre ne diyeceğini bilemez. Hakan'la iyi anlaşmıştır ve zaten ayrılmayı düşündüğü Giray'dan bahsetmenin pek bir manası olmadığını düşünür. Gerçi Şule'nin Hakan'la ilgili kötü bir niyeti de yoktur aslında. Şule de Hakan gibi bu eğlenceli ve flörtöz konuşmadan zevk almıştır ve her şeyin bu seviyede kalacağına inanmaktadır. Ş: Yok Hakan bey, tabii üniversitede bazı kırıklarım oldu ama... Şu sıralar yalnızım. H: Nasıl olur da senin gibi güzel, boylu poslu, alımlı... Ş: (Sözünü keser) Seksi... H: Hahahh doğru o da var. Nasıl biliyorsun ama kendini? Ş: Evet işte öyle dediğiniz gibi ama karşıma çıkan tipler hep ergendi ne yazık ki... Neyse Hakan bey, ben şimdi çıkayım. Yarın iş başı yapmadan önce biraz dinleneyim diyorum. H: Tabii tabii çıkabilirsin. Tanıştığıma çok memnun oldum. İkili vedalaşmak üzere yakınlaşırlar. Hakan elini Şule'nin beline götürür. Şule de elini Hakan'ın omzuna atar. Hakan çok fazla belli etmeden hafifçe kendine çeker Şule'yi ve yanaklarını tokuştururlar. Tenlerinin sıcaklığı birbirlerine geçer... Yaklaştıkları sırada Şule'nin göğüsleri de hafifçe Hakan'a değer. Yanakları birbirlerine değdiği sırada bunu normalden yalnızca 1 milisaniye fazla tutarlar. Bu önemsiz gibi görülen farkın anlamını her ikisi de çok iyi bilmektedir. Her ikisi de birbirlerine yakın olmaktan, kokularını duymaktan, birbirlerine temas etmekten ve tenlerinin iki eski aşık gibi birbirlerine kavuşmasından oldukça memnun kalmışlardır. Şule arkasını döner ve çıkar kapıdan. O çıkarken Hakan'ın gözü, Şule'nin o kıvrımlı ve dolgun kalçalarına takılır. Şule çıkarken Fikret dışarıdan şerefsizce gülerek bakar Hakan'a... Hakan da konuyu bildiğinden sırıtır ona... Hakan, yorucu günün ardından evine gelir. Esra'dan onun telefonunu açamadığı için çok üzgün olduğunu, o sırada toplantıda olduğunu söyler ve Esra da gayet anlayışla karşılar bu durumu. Karısına sarılır ve bir hamlede onun kalçalarını kavrayarak onun dudağından öpmeye başlar. Karısının kokusunu içine çekerken aklına Şule'nin o meyve aromalı kokusu gelir. Öpüşürken aklında yine o Şule'nin seksi fiziği, dolgun dudakları ve sürekli yaramaz yaramaz bakan gözleri vardır. Sanki karısını değil de Şule'nın dudaklarına yapışmıştır o an. Ve elleri de Şule'nin kalçalarındadır sanki. Elini yüzünü yıkamak için banyoya gider Hakan. Aynada kendine bakar. Saçını başını düzeltir. Kendi görüntüsü bir hoş gelir Hakan'a. Sonra aklına Şule'nin kendisine yakışıklı dediği ve onun birçok esprisine güldüğü gelir. Hoşuna gider bu durum... Yine aynada kendisine bakarak şöyle der: "Ulan Hakan. Hala iş var sende heheh..." Bu sırada telefonu eline alır. i********:'a girer, bir yeni takip isteği olduğunu görür. Genç Stajyer Şule, Hakan'ı takip etmiştir. Hakan neşeden çılgına döner.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD