Günümüz... (Şivesiz) Sabahın ilk ışıkları mutfak camından içeri sızıp, yıllardır silinmediği için iyice tozlanmış, matlaşmış cam ampulün cansız ışığına biraz olsun eşlik etmeye ve evin girişini aydınlatmaya başlamıştı. Burçak saatlerdir annesinin kendisine bazı kısımlarını gizlemeye gerek görerek anlattığı ve duymak zorunda kaldığı tüm bu gerçekler karşısında dumura uğramış gibi hissediyordu. Söz bitip, yerini sukûta bıraktığında, her ikisi de çok yorgun hissediyorlardı. "anne ne olacak peki benim halim, hani anlaşma vardı, hükmü onlar bozmuş ve neden sessiz kaldın?" diye sorduğunda, Bendi'nin yüzünden karanlık bir gölge geçti. "kalk kızım... çok yoruldum, sorularının cevabı var ama şimdi artık konuşmaya, anlatmaya mecalim kalmadı.. bak gün ağardı.. üzerimize hayırlar yağdıra!" dedi