Aldığım siyah deri kaplı ajandama, tüm yaşadıklarımı hatırladığım kadarıyla; gün, saat oluş biçimi, ne hissettiğim şeklinde madde madde alt alta yazdım. Yaşadıklarımın olay örgüsüne baktığımda, belli bir zaman aralığı yada aynı saatler diye bir şey yoktu. Her şey rastgele saatlerde, günlerde olup bitmişti. Ilık bir esinti hissiyle başlayan bu garip durum, halüsinasyonlarla birlikte git gide şiddetini arttırarak devam etmişti. O zıkkım her neyse, onunda söylediği gibi tusaklığımın yazılı olduğu ajandamı kapadım. Ajandamı neden siyah renk aldığımı düşünüyordum. Tek neden o varlığında karanlık, simsiyah olmasıydı ve ben o karanlığın esiriydim artık. Bunu yüreğimin en derinlerinde hissediyordum. Gitmem gerekiyordu, garip bir hisle bunu biliyordum ama gitmeyi, onu görmeyi hiç istemiyordum. Da