Gün doğarken hepsi hazırdı. Mine' yi uyandırdım. Çocukları aldık ve onları uğurlamaya gittik. Görev için en fazla bir hafta sürer demişti Yaman ama içim sıkılıyordu. Sanki çok kötü şeyler olacak gibi hissediyordum. Hepsine sarıldım. En son Soner' e sarıldım.
' Döndüğünde seninle önemli bir şey konuşacağım. '
' Çok önemliyse şimdi söyle. Ya dönerim ya dönemem Alev. ' demişti Soner.
Daha sıkı sarıldım. Neden herkes bu kez dönmeyecek gibi konuşuyordu. Yoksa bu kez daha hassas olduğum için mi bana öyle geliyordu.
'Sakın böyle şeyler söyleme. Sakın. Eğer dönmezsen söyleyeceğim şeyinde bir önemi kalmaz zaten. '
Her şey yaşayanlar içindi. Aklıma birden Hakan düştü. Aklımdan uzaklaştırdım. Ağlamak istemiyordum. Önce timi uğurlayacaktım. Sonra Hakan' ı düşünürdüm. Onu ziyaret etmek istiyordum. Ve Beril in dediği kasayı açmak.
Yavaş yavaş helikoptere bindiler. Onunla konuşmak istediğim konu belliydi. Yeniden birbirimizi sevmeyi gerçek bir aile olmayı denemek istiyordum. Biz çok eksik kalmış çok eksik yaşamıştık. Bir şansı hak ediyorduk. Yoksa Yaman ın dediği gibi çok fazla keşke olurdu hayatımda. Yaşayamadığım şeylerden bir keşke yığını istemiyordum. Fırat yüzünden yeterince vardı. Helikopterin pervanesinin güçlü rüzgarı canımı yakmıştı. Bu gidişin vereceği acıyı anlatmak istiyor gibiydi sanki o bile. Havalandığı anda birden piste doğru koştum. Bu bir refleks gibiydi. Helikopteri yakalayıp geri indirmek mümkün değildi ama ayaklarıma engel olamamıştım.
Çocukları Mine' ye bıraktıktan sonra Beril in olan ama her türlü işini bana devrettiği sarmaşık kafeye gittim. Aslında Beril' in defalarca söylediği ama benim bir türlü cesaret edemediğim kasayı açtım. Bir zarf çıktı. Açtım. İçinde bir not ve bir zarf daha vardı. Notta bu eline geçtiyse Alev e hislerimi seninle paylaştım demektir her kimsen bu mektubu Alev' e ulaştır gibi cümleler yazıyordu. Bunca zamandır ertelememişim gibi aceleyle doğru düzgün okumadan notu kenara koydum. Zarfı açtım. Hakan' la ikimizin fotoğrafı çıktı. Arkasında bir not vardı.
' Yanımda güldükçe beni hayatın aydınlığına inandıran gün ışığım. ' yazıyordu arkasında. Çok güzel bir fotoğraftı. Hakan' ın boynuna kollarımı dolamış kahkaha atıyordum. Hakan her zamanki gibi sanki şımarık bir çocukmuşum gibi bakıyordu. Zaten onun bakışlarından bana aşık olduğunu hiç okuyamamıştım.
Fotoğrafı masanın üzerine koydum ve mektubu açtım.
'Gün ışığım;
Bu mektup eline geçtiyse zaten bugüne kadar gizlediğim her şeyi biliyorsun artık demektir. Ve tabi ben artık yokum vs vs. Bu tarz mektuplar hep böyle başlamaz mı zaten? Gerisini tahmin edecek kadar zeki bir kadınsın ve ağlamamalısın. Hiç drama girmeye gerek yok yani. Hayatım boyunca sırtını güvenle yaslayabileceğin bir dağ olmaya çalıştım ama artık yokum. Ne kadar zamandır yokum. Yokluğuma alıştın mı bilmiyorum. Tek bildiğim senin çok güçlü bir kadın olduğun..
Aslında bütün bunlara ihtiyacın olacağını sanmıyorum. Alaz her zaman yanında olacaktır. Tabii ki Beril' de. Ama söz konusu bizim hayatımız olunca yaşama garantisi olmuyor ne yazık ki. İşte bu mektubu da ondan yazıyorum. Yoksa mutlu zamanlarında yaranı kanatmak gibi bir amacım yok. Bu nedenle şimdi tam şu anda gülümse. '
Dolan gözlerime rağmen Hakan' ı kırmam söz konusu olamazdı. Tavana bakıp gözyaşlarımı engelledim ve gülebildiğim kadar gülümsedim. Okumaya devam ettim.
' Hatırlıyor musun liseye başladığında okul eteği sana uzun gelmişti. Bu nedenle ucunda bir yırtık açmıştın ve abine de bir yere takıldı herhalde neyse götürür kestiririm demiştin. Amacım eteğin boyunu kısaltmaktı. Sen zaten her zaman istediğin şeyleri elde etmek için farklı yöntemler bulabilen eşsiz bir insan oldun. Ama o zaman planın işe yaramamıştı ve abin on tane daha alıp gelmişti. O an sinirle ayaklarını yere vurarak "Neden bu kadar zenginiz. Keşke olmasak." demiştin. '
Bunu hatırlıyordum. Gerçi bu dediğimi değil ama olayı hatırlıyordum. Sonra Hakan gidip bütün etekleri kestirmişti. Hiçbir zaman üzülmeme izin vermezdi. Ağlayabilirdim ama onun için gülümsedim. Okumaya devam ettim.
' O gün bunu o kadar içten söyledin ki bir gün gerçek olma ihtimalini göz önünde bulundurmak zorunda hissettim kendimi. Bu mektup elindeyse evlisin ve bir çocuğun var demektir. Şu ana kadar hiçbir maddi zorluk yaşamamış olmalısın. Sana bıraktığım Sarmaşık clup senin için her zaman bir hayat güvencesi ama yine de eğer yalnız kaldıysan o güvence elinden gitmiş olabilir. Sen hiçbir zaman para düşünen hırslı biri olmadın. Bu nedenle iş dünyasında ne kadar ayakta durabilirsin bilmiyorum. Çok güçlü bir kadınsın ve istediğin her şeyi başarırsın ancak para senin istediğin bir şey olmadı hiçbir zaman. Bu noktada yeni anne olmuş gün ışığıma ufacık bir katkım olsun istedim. Zarfın içindeki anahtarı al ve zarfı bulduğun yerdeki küçük kutuyu aç lütfen. Daha fazla yazamam çünkü bundan sonra yazmaya devam etsem yazacaklarım evli ve anne olmuş bir kadına yazılacak şeyler olmazdı. '
İmza atıp bitirmişti. Beni hiç rahatsız etmeyen sevdasının evliyken de rahatsız etmesinden diye endişe ediyordu. Keşke yazsaydı diye düşündüm. Soner le evlenmeme ihtimalime karşılık onunda adını geçirmemişti. Eşimle birlikte okuma ihtimalimi göz önünde bulundurmuş olmalıydı ama böyle bir şey yapmazdım. Hakan tamamen benim özelimdi.
Kutuyu açtım. En üstte bir kutu vardı. İçinde takım olarak iki kolye vardı. Üzerinde bir not.
' Neden bilmiyorum ama içimden bir ses tıpkı sana benzeyen bir kızın olacağını söyledi. Bu sizin. Oğlun olduysa satıp uygun bir şey alırsın. Eğer paraya ihtiyacın varsa ikisini de satmaktan sakın çekinme. '
Harika bir kolyeydi. Son derece zarif ama değerli. Kolyeyi kızımla birlikte takmak için çantama koydum kutusuyla. Onun altından kağıda yapışmış bir anahtar çıktı. Üzerinde adres vardı.
' Yanında olamadığım bütün doğum günleriniz için. ' yazıyordu. Bunu tahmin etmek zor değildi. Ayris' le Beril' le yaptığı gibi hediyeler dolu bir depo anahtarı olmalıydı. Onu da çantama koydum. Ve en altta bir banka cüzdanı vardı. Oturup ağlayabilirdim ama bu Hakan ı üzerdi. Bu nedenle çıktım. Bankaya gittim.
Hesap benim adımaydı ve içinde 1 milyon 380 bin dolar vardı. Belli aralıklarla yatırılmıştı. Sanki Hakan kendine hiç para harcamamış hepsini bir şekilde bize ayırmıştı. Paraya ihtiyacım yoktu ama yine de iyi gelmişti. Düşünülmek insana kendini iyi hissettiriyordu. Eve gidince Alin' e de kendime de kolyelerimizi taktım. Alin bayılmıştı kolyesini. O yaşta bir çocuğun kolyesinin gerçek olacağı kimsenin aklına gelmezdi. Gerçi düşürme ya da bir yerde çıkarıp unutma ihtimali vardı ama bunları dert edemezdim. Çünkü Hakan yaşasaydı ondan değerli değil derdi. Gerçekten hiçbir para kızımdan değerli değildi.
Hakan' ı hatırlamak aklımda bazı ışıkların yanmasına neden oldu. Hayatta sevgiyi söylemeye de yaşamaya da geç kalmak mümkündü. Bu nedenle çözmem gereken bazı meseleler vardı. Önce Melek' le konuşmalıydım.
....
Üç gün sonra...
Hakan' ın hediyelerinin bir kısmını eve getirdim. Dört yaşına kadar olan hediyelerini. Kızıma gerçekten her yıl Hakan ' dan gelen bir hediye vermek istiyordum. Kızım Hakan' ı tanımalıydı. Soner bir kez aramıştı. Bir kez de fotoğraf gönderdi.
Elinde iki tane papatya vardı ve bu benim için çok anlamlıydı. Fazla konuşma şansımız olmadı. Aslında bunlarda olmazdı büyük ihtimalle ama Yaman söylediklerinden sonra bu imkanı var etmek için uğraşıyordu. Bunu anlamak zor değildi çünkü Melek le ne konuşma ne yazışma imkanı bulamadım bugüne kadar. Neyse ki az önce bu imkana sahip oldum. Bir iki konuda ağzını aradım. Melek asker moduna çoktan girmişti ve öyle de mutluydu. Sadece Ertuğrul' u özlüyordu. Bu şekilde giderse evliliği tam olarak başlamadan çatırdayacaktı.
Derin ' i aradım ve benimle bir yere gelmesini istedim. Karan Derin' i getirdi. Ama Derin için endişeliydi. Onunla gitme kararımı gözden geçirdim. Kız daha yeni vurulmuştu. Çocuklarla kalmayı istemeyince üzerime silah aldım ve gideceğimiz adrese yola çıktık.
Burası oldukça değişmiş olsa da aradığım şeyi kolaylıkla buldum. Lavaboya gitmem gerekiyordu. Derin' e benimle gelmesini söyledim ama kabul etmedi. Onu yalnız bırakmak içime sinmese de fazla ısrar edip onu germek istemedim. Zaten döndüğümde buradan ayrılacaktık. Mekanda tuhaf bir bakışla bile karşılaşmamıştım. Herhalde bir kaç dakika içinde bir sorun çıkmaz diye düşündüm ve Derin' in yanından ayrıldım.