Ertesi gün...
Alev' in anlatımı...
Telefon çaldığında ne kadar sevinmiştim oysa. Melek' in vurulduğunu söylediklerinde inanmadım. Tanımadığım biri aramıştı. Kimseye güvenecek halim yoktu. Hayatta neler görmüş yaşamıştım. Diğerleri neredeydi? Niye onlar aramamıştı?
Derin ' e ulaştım. Karan' a ve Doğa' ya sordurdum. Aslında alakası yoktu ama aklıma o an başka bir şey gelmemişti. Tabii ki haberleri yoktu ama araştıracaklarını söylemişti.
İki saat sonra kapı çaldı. Gelen Karan ve Gürhan' dı. Gürhan' ın yüzü bembeyazdı. Karan sakin görünüyordu. Geçip koltuğa oturdu. Alin ve Ertuğrul ' a sarıldı. Mine' ye götürmesini işaret etti. Mine onları yukarı çıkardı.
' Melek hastanede. '
' İyi mi? '
' İyi sayılır. '
' Peki ya diğerleri?'
' Melek vurulunca operasyon büyütülmüş. Daha doğrusu sağ kimseyi bırakmamışlar. Galiba yaralı bir tek kişi varmış o da kaçmayı başarmış ortalık karışınca. Sağ kimseyi ele geçiremedikleri için yeni bir operasyon emri gelmiş. Melek' i hastaneye bırakır bırakmaz gitmek zorunda kalmışlar. Alabildiğim bilgi bu kadar. '
' Nerede Melek. Yalnız mı yani?'
' Evet. Ama endişe etme. Gürhan birazdan yanına gidecek. Melek gelebilecek hale gelir gelmez getirecek. Ne derece bir yarası olduğunu bilmiyorum. Gürhan gidince detayları öğreneceğiz. Senin gitmenin bir faydası yok. Çocukları boşuna endişelendirme. '
' Ne duruyor gitsin o zaman. '
' Sakin olur musun Alev? Kıyafet falan bir şeyler vermek, bir şeyler demek istersin belki diye geldi buraya. Uçağı iki saat sonra kalkıyor. '
Yukarı çıkıp rahat bir şeyler koydum valize. Ne haldeydi? Neresinden vurulmuştu bilmiyordum. Aşağıya indim.
' Ona Ertuğrul ' un onu beklediğini söyle. ' dedim Gürhan ' a.
' Sevgilisi mi var?'
Bu acının içinde gülümsedim. Gürhan insana iyi geliyordu.
' Evet ama henüz dört buçuk yaşında büyüyene kadar şansını dene sen. '
Gürhan elinin tersini alnına koydu.
' Ah az önceki beyefendiyse kendisiyle nasıl başa çıkabilirim ki. '
' Evet gerçekten işin zor. Gördüğün gibi son derece yakışıklı. '
Valizi aldı ve müsade isteyip gitti. Bu çocuk Melek' e iyi gelebilirdi. Herkese iyi geliyordu. Karan gittiğinde çocuklarla birlikte Mine geldi. Ertuğrul dünden beri gergindi. Sanki hissediyordu. Gece ağlamıştı. Ama yanına gittiğimizde kabul etmedi. Anlamış gibi sürekli Melek' in bandanasını takmak istiyordu. Uyurken başından çıktığı için sonunda koluna bağlamıştık. Melek' in yatağına yatırdık. Alin' de onunla yatıyordu.
....
İki gün sonra...
Melek' in anlatımı...
Gözümü açtığımda karşımda hiç tanımadığım birini görmüştüm. Öğrendiğim kadarıyla adı Gürhan ' dı ve ajandı. Gerçekten çok konuşuyordu. Tamam bir Alev değildi ama yine de ben konuşan insana alışık değildim. Sürekli Alev' i arıyor rapor veriyordu. Daha dün gözümü açmış olmama rağmen bugün İstanbul' a gidecektim. Benim için ambulans uçak ayarlanmıştı. Bunda Gürhan' ın parmağı olduğunu düşünüyordum. Bizim için böyle bir çaba gösterilmezdi. Düne kadar yaşamıyordum bile kayıtlarda. Ailem dolasıyla bekleyenim yoktu. Yani aslında vardı ama resmi olarak Alev' de Ertuğrul' da benim bekleyenim olarak görülmüyordu.
Yara boğazımda olduğu için doktor çok zorunlu olmadıkça konuşmamamı söylemişti. Normalde de konuşma yanlısı biri olmadığım için bu bir sorun değildi ama Alev' e iyi olduğumu kendim söylemek istemiştim. Telefonu istediğimde Gürhan kesinlikle konuşamayacağımı söyledi. Bu ilgiyede alışık değildim. Düşer kalkar yaralanır devam ederdik biz. Karan ve timini görmesem bu ajanlar ne narin derdim ya herhalde bu Gürhan' a özgü bir durumdu.
...
İki gün sonra...
Dün İstanbul ' a nakledildim. Gürhan yol boyunca yanımdaydı sanırım. Hareket etmemem için yol boyunca uyutulmuştum. Kendime geldiğimde Gürhan dibimde oturuyordu. Gözümü açtığımda kalktı ve uyku halinde olsam da uçağın hareketi nedeniyle herhangi bir zarar görmemen için yanımda durduğunu söyledi. Doğru düzgün uyumuyordu. Bu kadar ilgilenmesi sinirimi bozmaya başlamıştı ama büyük ihtimalle Alev onu zorluyordur diyerek sessiz kalıyordum.
İlk görmeye gelen Alev oldu. Alev yine konuşmama izin vermedi. Bu kadar konuşma dendiği için konuşasım geliyordu. Ardından Mine geldi. Beni görünce içini çeke çeke ağlamaya başladı. Bana da sevdiğim adamın müstakbel karısını teselli etmek düştü. Aslında Mine ile hiçbir sorunum yoktu. Gerçekten çok iyi biriydi. Hatta Yaman ' ın onu seçmesini anlıyordum. Ben iyiyim ağlama diyince Mine hemen gözyaşını sildi ve konuşmak zorunda bıraktığı için panik oldu, kendine söylenmeye başladı. Kendine o kadar tatlı kızıyordu ki gülümsedim. Çocuklara dönüşümlü baktıkları için dönüşümlü olarak gelmişlerdi.
İkinci gün ise çocuklarla birlikte geldiler. Onlarda benim konuşmamam gerektiği konusunda tembihlenmişti. Aslında gelmeleri doğru değildi ama Ertuğrul yaralı olduğumu duymuştu ve zapdedememişlerdi. O ortalığı yıkınca Alin' de öğrenmişti.
Ertuğrul minik adımlarla yanıma yaklaştı.
' Babam seni korumadı mı? ' diye sordu. Ağladı ağlayacaktı ama güçlü durmaya çalışıyordu.
' Korudu. Korumaz olur mu?' dediğimde elini dudağıma uzattı. Zor yetişiyordu.
' Senin konuşmaman lazım. Ben seni çok özledim. Bir daha gitmesen olmaz mı? ' dedi. Buna şu an cevap vermem doğru olmazdı. Korkmuştu. Elimle yatağı işaret ettim. Alev anladı ve yaralı olmayan tarafıma yatağa çıkardı. Uzanıp saçlarını okşadım. O da yanağımdan öptü.
' Melek annem. Çabuk iyileş olur mu?'
' İyiyim ben. ' dedim.
Alin yanıma gelip elimi tuttu.
' Gecmis olsun. ' dediğinde ona gülümsedim. Hastaneye kaçak olarak girmişlerdi. Doktor içeri girdi.
' Bu yaptığınız doğru değil. Çocukları çıkarın lütfen. ' dediğinde Ertuğrul doktora öyle bir baktı ki bir an karşımda Yaman var zannettim.
' Melek annemi görmeye geldim ben. '
Gürhan hemen doktorla birlikte dışarı çıktı. Ne konuştu bilmiyorum ama doktor bir süre geri gelmedi. Ertuğrul ve Alin' de fazla kalmadı.
...
İki gün sonra...
Gürhan hala başımdan ayrılmıyordu. Derin ziyarete geldiğinde mutsuzdu. Evlendiğini öğrendim. Neden bu kadar mutsuz olduğunu anlamıyordum.
' Devlet sırrı diye bir şey var sen iyi bilirsin. İşte öyle bir şeyler nedeniyle evlendim. Sen takılma bize. Geçici bir şey zaten. Hastaneden çıktıktan sonra mutlaka kliniğe gel sonuçta ölümden döndün etkileri olabilir. ' demişti. Yaman' la eğitim yapmak bile defalarca ölümden dönmek demekti ama uzun uzun anlatmadım. Sadece kafamı salladım. İyi değildi ve o bana olmasa da belki ben ona iyi gelirdim.
Ardından Doğa geldi. Ondan biraz daha fazla bilgi alabilmiştim. Derin Karan' ın görevleri ile ilgili bir şeylerden hoşlanmamıştı. Buna şaşırmadım. Bütün dünyayı iyileştirebileceğine inanıyordu. Ajanlar ve bizde ise durum farklıydı. Biz temizleme taraftarıydık. Karan ve Derin arasında zıtlıktan doğan bir çekim vardı ve bence Derin' in sandığından daha güçlüydü.
....
Alev ve Mine sık sık uğruyordu. Gürhan ise yanımdan hala ayrılmıyordu.
' Seni de işinden alı koydum. İyiyim artık. ' dedim. Artık gitmesini istiyordum. Varlığı rahatsız etmeye başlamıştı.
' Derin' i korumakla görevliyim ama bu aralar bunu Karan kendi yapmak istiyor yani boştayım. Ayrıca burada olmaktan mutluyum. Yani böyle sen hastanede bende yanında olarak değil. Keşke hiç hastanede olmasaydın. Off. Saçmalıyorum değil mi?'
Ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Ama bu pek mümkün olmuyordu.
....
Alev' in anlatımı...
Gürhan Melek ' in yanında ona daha da bağlanmıştı. Gücüne hayranlık duyuyordu. Biraz önce bana Melek' e açılmak istediğini söylediğinde ona engel olup olmamak arasında gidip geldim. Ama benim buna karışmam doğru olmazdı. Kararı verecek kişi Melek' ti. Onları yalnız bırakıp koridorda ileri geri yürüyordum. Ve birden onları gördüm. Bütün heybetleriyle hızlı adımlarla adeta yeri sarsarak yürüyorlardı. Ayaklarım benden bağımsız olarak koşmaya başladı. Melek yaralanınca hepsi için endişelenmiştim. İlk sarıldığım beni görünce adımını hızlandıran Soner oldu.
' İyi misin? Yaran var mı? '
Sarılıp sırtımı sıvazladı..
' iyiyim merak etme. Siz iyi misiniz?'
' biz iyiyiz. Melek' te iyi. '
Ondan ayrılıp hepsine sırayla sarıldım. Kolları arasında resmen kayboluyordum. Sivil kıyafetliydiler ama barut korkuyorlardı. Aslında Can ona sarılmak için uzandığımda kirli olduklarını söyledi ama umrumda değildi. Gerçekten saçlar dağınıktı. Hepsi yorgun görünüyordu. Söz konusu Melek olunca duş almadan gelmişlerdi ama umrumda değildi. Aksine kokuları güven veriyordu. Melek' in odasına yöneldiler. Bende onlarla bir içeri girdim. Melek hemen görevi sordu. Bu kız asker olmak için doğmuştu. Konuşmayan tek kişi Yaman' dı. Melek' i bir süre izledi ve dışarı çıktı. Bende peşinden çıktım.
' Melek vurulunca Mine ağzından kaçırdı. ' dedim.
' Melek biliyor mu? ' dedi. Ne diye bile sormadı çünkü Mine ile konuştuğu bir tek konu vardı.
' Hayır, bilmiyor. Bizden duyması doğru olmazdı. '
' Peki içerdeki ajanın hislerinden haberi var mı?'
Kıskanmış mıydı? Ama öfkeli gibi durmuyordu.
' Bilmiyorum. Açılacaktı siz gelmeden önce ama söyledi mi yoksa söylemeden mi geldiniz hiçbir fikrim yok. '
' Duyduğum kadarıyla başından bir an bile ayrılmamış. '
' Evet. Buraya da o getirdi. Ama biliyorsun Yaman. '
Elini kaldırıp beni susturdu.
' Onu seven biriyle daha mutlu olur. Ondan bu hakkı almaya hakkım yok. Sende sakın bir şey söyleme. Eğer o adama bir şans vermek istiyorsa vermeli. Belki de gerçek mutluluğu bulur. '
Yaman' ın onu kıskanmasını umut ettiğim zamanlar olmuştu ama Gürhan' ı kesinlikle bunun için kullanmadım. Gürhan tamamen kendi hisleriyle hareket etti. Sadece Melek' in Yaman ' ı sevdiğini ona söylemedim. Söylemek bana düşmezdi. Ayrıca zaten Yaman zerre kadar kıskançlık belirtisi göstermiyordu. Adam Melek' in dediği gibi hala karısını seviyordu ve bence bu durumda Gürhan daha doğru bir seçim olurdu. Melek' in Gürhan ' a ne cevap verdiğini bilmiyordum ama umarım kabul etmişti ve bu konu hiç açılmadan kapanırdı. Yaman elini omzuma koydu.
' Yapabilirsen bana Melek' in künyesini bul. Onu görmemesi lazım. ' dediğinde Yaman' ı sorgulamadım. Hepsi içerden çıkıp Gürhan ve Melek tekrar başbaşa kaldığında Yaman rahat bir ifadeyle hastaneden ayrıldı. Bir saniye bile onları başbaşa bırakmaya tereddüt etmemişti.