Melek Gürhan' la konuşmak istedi. Buraya kadar geldiğine göre öylece gönderemem demişti. Alin Yaman' ı odasına çekti. Doğa düğünden önce gelini görmek uğursuzluk getirir diye ısrar etmişti. Yaman Alin' in odasına girince Melek evden çıktı. Önce tim dikildi karşısına. Hepsi hayran bakıyordu. Sımsıkı sarıldılar. Utanmasa koca adamlar ağlayacaktı. Onlar aile gibiydi ve Melek hem abla hem anne konumundaydı. Bir yanları hala erkek çocuğu olduğu için başlarında annelik edecek birine ihtiyaçları hala vardı. Hepsi bu evlilik kararı konusunda Melek' e saygı duymaya çalışıyorlardı ama içten içe değil onu sevmeyen Yaman' la aşkından ölen biriyle evlenmesine bile kolay rıza gösterecek gibi değillerdi. Onları da susturan Melek' in kararlı biri olması ve tabii ki Ertuğrul ' un anne özlemiydi. Aksi durumda Can ın başına gelen sınavlar hiç kalırdı.
Melek Cansu' nun fotoğraflarını Ertuğrul ' un odasına koydurmuştu. Bunu doğru bulmuyordum. Yaman da Ertuğrul da unutmalıydı. Ertuğrul tabii ki tamamen unutamazdı ama sürekli acısı tazelenmediğinde Melek daha öne çıkardı. Cansu Ertuğrul u isteyerek bırakmamıştı ama o da oğlu onun acısını çekmek yerine mutlu olsun isterdi. Bir anne olarak ben böyle düşünüyordum.
Melek Gürhan' ın yanına onunla gitmemi istedi. Sanırım evlenmek üzere olduğu için tek başına görüşmeyi doğru bulmuyordu. Onu kırmadım. Gürhan kapının girişinde duruyordu. Melek ona doğru adımlarken ben bir kaç adım gerisinden yürüyordum. Gürhan gözlerinden hayranlık resmen akarak bakıyordu ama derininde büyük bir acı gizliydi.
' Çok yakışmış. Çok güzel olmuşsun. Melek gibi. '
' Teşekkür ederim. '
Gürhan elini Melek ' e uzatmak istiyor ama yapamıyordu. Kafamı çevirmem daha doğru olurdu sanki. Bende time doğru baktım. Ses sistemi ile uğraşıyorlardı.
' İstanbul' dan ayrılıyorum. Gitmeden seni görmek istedim. '
' Geri gelmeyecek misin?'
' Hayır. Yurtdışı görevi istedim. En azından bir kaç yıl dönmeyeceğim. '
' Benim yüzümden değildir umarım. '
' Sana yalan söylemem Melek. Belki sana tuhaf geliyor. Ne çabuk sevdi diyorsun ama bu benim elimde olan bir şey değildi. Elimde olsaydı da seni severdim ama. Bunu hak ediyorsun. '
' Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun. Karşına...'
O an onlara döndüm. Gürhan elini kaldırıp Melek' i susturdu.
' Lütfen iyi dileklerin sende kalsın. Bana acıyorsun gibi hissediyorum. Ama asıl seni sevme şerefine erişmeyenlere acımak lazım. Buraya sana veda etmek için gelmedim. Sadece bilmeni istiyorum. Sana her zaman açık bir kapıyım ben. Koyacağın konum fark etmez. İster arkadaş ister dost ister abin olarak gel ama bir gün seçtiğin hayat seni üzerse, uzaklaşmak istersen benim kapım sana her zaman açık. Bu sana sözüm olsun. Seni sevmek kolay oldu ama vazgeçmek kolay değil. '
' Ben. Teşekkür ederim. Keşke...'
Cümle boğazına düğümlendi. Kararından emindi. Sırf Gürhan a iyi gelsin diye onu sevmiş olmayı dileyemiyordu.
' Senden bir şey isteyebilir miyim?'
' Elbette. '
' Benimle ilk ve son kez dans eder misin? '
Melek bana baktı. Kafamı olumlu anlamda salladım. Formalite bir evlilik yapıyordu. Onu sevmeyen bir adama ömrünü adayacaktı. Seven bir adama beş dakika ayırabilirdi. Melek' in kabul edeceğini anlayınca Can ' ın yanına gittim ve Özer Atik ' in Yok böyle bir şey şarkısını açmasını istedim. Nedense onları izlerken aklıma bu şarkı gelmişti.
Kaç gündür uykusuz gözlerim
Geceleri uyumak yerine sana uyuyorum
Kaç bahardır aşktan mahrum yüreğim
Kendimi sevmek yerine seni seviyorum
Çok değil inan senin için
Başımdan ne rüzgârlar esti
Poyrazlara, karayellere, kara yaslara durdum
Ne sevdalar ömrümü tüketti
Ne şarkılar, ne masallar, ne yalanlar duydum
Ben hep buydum, böyleydim
Bir tek sana yetemedim
Ben hep buydum, böyleydim
Bir tek sana yetemedim
Yolunu kaybedip dünyaya düşmüş bi' meleksin
Bana "Beni sevme" diyorsun, yok böyle bi' şey
Vazgeçerim sanıyorsan kendini kandırıyorsun
Vazgeçilir mi senden? Yok böyle bi' şey
Yolunu kaybedip dünyaya düşmüş bi' meleksin
Bana "Beni sevme" diyorsun, yok böyle bi' şey
Vazgeçerim sanıyorsan kendini kandırıyorsun
Vazgeçilir mi senden? Yok böyle bi' şey
Nasıl olsun? "Nasıl olsa geçer" diyorsan
Geçmez bir tanem, vazgeçmez yüreğim
Sen or'da durdukça pes etmez yüreğim yâr
Yok böyle bi' şey
Gürhan zarif bir şekilde ellerini Melek' in beline koydu. Dans etmeye başladılar. Gürhan asla mesafe ihlal etmiyordu. Sımsıkı sarılmak hatta belki alıp gitmek istiyordu ama Melek' e saygısı vardı.
Şarkı bitti. Gürhan geri çekildi. Melek' in elini tuttu.
' Kendine çok iyi bak. '
' Sende. Sende kendine çok iyi bak Gürhan. Ve her şey için teşekkür ederim. '
' Ben teşekkür ederim seni tanımama izin verdiğin için. '
Gürhan gitti. Derin ardından hüzünle baktı. Onlarla vedalaşmıştı. En son Melek' le vedalaşmak istemişti. Bu kadar ince biri yerine öküzlerin efendisi Yaman ile evleniyordu. Gürhan ı iyi anlıyordum. Bende görür görmez sevmiştim Soner' i. Bu sevgiyi hafife almak için bir neden değildi. Her zaman uzun zaman almıyordu sevmek.
....
Melek eve girdi. Yaman aşağıya indi. Melek kapının önüne geldiğinde sırayla Can' ın , Baran' ın, Engin' in Görkem' in koluna girip bir kaç adım attı. En son Soner' in kolunda Yaman' ın yanına geldi. Soner Yaman' a ters ters baktı.
' Onu üzme. Eğer üzersen şimdi onu sana veren bu erkekler senden söke söke alır seninde canına okuruz. Kızımız sahipsiz değildir. ' dedikten sonra Melek' e döndü.
' İster şimdi vazgeç, istersen yıllar sonra hatta on çocukla bile olsa eğer ayrılmak istersen biz senin yanındayız. Ömrümüz yettiği sürece... ' dedi.
Soner geri kafalı bir adam gibi görünebilirdi. Dünyanın en modern adamıda değildi belki ama yine de iyi biriydi. Evlendi diye Yaman' a ait değildi Melek. Bunu çok güzel anlatıyordu. Evlilik kadını erkeğin malı yapmazdı.
Melek ve Yaman ilk danslarını yapacaktı. Derin dansı mutlu ve evli birinin açmasının iyi olacağını söylemişti ama aramızda evli ve mutlu kimse yoktu. Doğa önce Soner ve beni çekti ortaya ardımızdan Derin ve Karan' ı. Can' da onu çekti. Üçgen oluşturduk ve ortamızda Melek ve Yaman dans ediyordu. İlk dans bittikten sonra Alin sırayla herkesle dans etti. Ertuğrul da bütün kızlarla. Engin kibar bir adamdı. Bir ara Mine yle dans etti. Sonra erkekler ortaya çıktı ve Zeybek oynamaya başladı. Hayran bir şekilde Soner' i izliyordum. Sanırım yeni öğrenmişti. Duyduğuma göre Karan hepsine biraz ders vermişti. Doğa roman havasında bir güzel oynadıktan sonra yine slow müzik başladı. Soner karşıma geldi.
' Bu dansı bana lütfeder misin?'
Elini tutup kalktım. Onunla yaşayamadığımız çok şey vardı. Bunlardan biri de buydu. Soner kendi isteğiyle ilk kez beni dansa kaldırıyordu. Aşk bize yaramamış olabilirdi ama iyi ebeveynler olmuştuk. Halimden oldukça memnundum. Hayatımın çoğunda yanımda Soner vardı. O benim artık yanımda olmayan ailemin bir parçasıydı. Geçmişimdi. Aynı zamanda yeni ailemin bir parçasıydı. Kızımın babasıydı. Benim için konumu çok farklıydı. Aşktan öte bir yeri vardı. Aşk hırçın bir duyguydu belki bizim için öyleydi. İnsanın beklentileri, hayalleri her şey farklı oluyordu bir aşkı yaşarken. Oysa aşktan daha güçlü bir duyguya sahiptim şimdi. Huzur.
Tabii huzurda her saniye bizimle olmuyordu. Karan birden yanımızda bitti.
' Kumacığım. Soner' e yapıştın kaldın. '
Karan' a kızamıyordum.
' Ayıp ettin. Soner' le dans etmek mi istiyorsun? Paylaşabiliriz. ' dedim gülerek.
' Hayır. Kıllarını almamış. Al demiştim. Bugün fazla kıllı görünüyor. Hoşuma gitmedi. İznin olursa seninle dans etmek istiyorum. '
Soner' in yanağını okşadım.
' Bence kirli sakal ona yakışıyor. '
' Öperken hassas ve güzel dudaklarım yara olsun istiyorsun ama ben bu tuzağa düşmem. Kıskanıyorsun kızım. '
Soner ters ters Karan' a baktı.
' Elimde kalacaksın. Az önce kızımla dans ettiğin gözümden kaçmadı. Sen gidip kendi karınla dans etsene. '
' Sen beni mi kıskandın. Kıyamam. '
' Karan! ' dediğinde ses tonu beni ürküttü ama Karan' ın umrunda bile değildi. Olay uzamasın diye Soner' i bıraktım ve Karan' la dans etmeye başladım. Soner' de kızımızla dans etmeye.
Karan kulağıma yaklaştı.
' Seninle işbirliği yapacağız. '
' Hangi konuda. '
' Hep merak etmiştim. Düğünlerde gelin ve damat ne konuşuyor diye. Derin' e söyledim kabul etmedi. Yaklaşıp onları dinleyeceğiz. '
Gülümsedim. Karan gerçekten kafa biriydi. O söyleyince bende merak etmeye başladım. Melek ve Yaman ' a yaklaştık. Etraflarında dönüyorduk ama konuşmuyorlardı. Karan birden durdu. Aralarına kafasını soktu.
' Hey. Buraya sizi dinlemeye geldik. Konuşsanıza.'
Melek şaşkınca ' Ne konuşalım?' diye sordu.
' Ne bileyim ben. Bende onu merak ediyorum ya. Gelin ve damat ne konuşur. '
' Seni öldürme planı yapacağız Karan. Herkesi delirtmeye yemin mi ettin. Bas git. ' dedi Yaman sinirle.
' Bende gelinle dans ederim. Sen zaten konuşacak kadar evrim geçirmemişsin. Müsadenle gelinle dans edip düğünün dedikodusunu yapacağım. ' dediğinde Yaman Melek' i belinden kendine çekti..
' Ne münasebet. '
' Amanın damat bey kıskanç çıktı. Yemeyeceğim gelinini merak etme. '