Geceyi Soyan Kadın 🔥 [+18]

Geceyi Soyan Kadın 🔥 [+18]

book_age18+
248
FOLLOW
2.6K
READ
adventure
dark
HE
sweet
lighthearted
kicking
city
mythology
rebirth/reborn
harem
like
intro-logo
Blurb

...Yatakta çıplak uzanıyordu ... Sol kolu, yastığın altına gömülmüş, sağ eli bedeninin üzerinde yavaşça geziniyordu. Gözleri kapalıydı ama zihninde o çok tanıdık görüntü canlanıyordu: Liva'nın çıplak bedeni, ona uzanışı, parmaklarının teninde bıraktığı ıslak izler...O gece, Paris'in sokakları kadar ışıksızdı odaları. Ama onların içinde yanan ateş, karanlıktan çok daha parlaktı. Liva'nın saçları yüzüne değdiğinde bile ürpermişti. Dudakları birbirini bulduğunda zaman durmuş, nefesleri birbiriyle yarışa girmişti.... parmakları Liva’nın omurgasında gezindiğinde, genç kadının iniltisi gecenin sessizliğine karışmıştı. O an, sadece bedenler değil, geçmişin tüm acıları, arzuları ve sırları da birbirine karışmıştı.

chap-preview
Free preview
Kırmızı Tenin Altında
Yağmurun cama vuran sesi, geceyi şehirle değil, sadece o odanın içinde birleştiriyordu. Paris’in ayazında, sokak lambalarının sarı ışığı buğulu camdan içeri sızıyor, kırmızı kadife perdeler arasında kayboluyordu. Loş, nefes alan bir atmosferdi. Ve o odada, sadece iki şey vardı: bir adamın titreyen nefesi... ve onu paramparça etmeye gelen bir kadın. Aras, gömleğinin düğmelerini yavaşça çözmeye çalışan parmakların ritmini hissediyordu. Bu parmaklar yalnızca tenine değil, zihninin en kuytu yerlerine dokunuyordu. Liva... onun ismi bir fısıltı gibiydi; ahlakın sınırında dolaşan, günahın adını taşıyan bir büyü. Kadın gözlerinin içine bakmadan konuştu. “Beni istemiyorsun Aras. Beni hissetmek istiyorsun.” Aras cevap veremedi. Liva'nın nefesi boynuna değdiğinde, bütün kelimeler anlamını yitirmişti. O, sözcüklerle değil, tenle konuşuyordu. Liva sırtında ipekten, siyah bir sabahlık taşıyordu. Her adımıyla dizlerinin üzerinden savrulan kumaş, altında hiçbir şey taşımadığını gösteriyordu. Vücudu, ay ışığında mermer gibi parlıyor, yürüyüşü odanın içindeki havayı bile baştan çıkarıyordu. Onu izlemek, bir serabı öpmeye çalışmak gibiydi; ulaştıkça uzaklaşan ama asla bırakamayacağın bir düş. Aras, yatağın kenarındaydı. Liva yanına geldiğinde hiçbir şey sormadı. Sadece sabahlığını yere düşürdü ve onun üzerine diz çöktü. Gözlerinde oyunbaz bir parıltı vardı. “Bu gece, hiçbir şey olmayacak,” dedi. “Ama her şey yaşanacak.” Ellerinin sıcaklığı, Aras’ın göğsünden karnına indiğinde, bütün kontrol Liva’nın eline geçmişti. Dudakları boynuna değdi, oradan köprücük kemiğine, sonra göğsüne. Islak, yavaş, ezber bozan öpüşlerdi bunlar. Aras'ın eli Liva’nın kalçalarına uzandığında kadın geri çekildi, bakışlarıyla onu durdurdu. “Dokunma. Henüz değil. Önce seni kaybetmeliyim ki sonra seni isteyeyim.” Bu sözler Aras’ın beyninde yankılanırken, Liva dizlerinin üstüne yükseldi. Kalçaları Aras’ın kalçalarına dokunduğunda, o ilk temas bedenini yerinden söktü. Liva’nın hareketleri yavaştı, ama içinde barındırdığı şey ilkel bir arzuydu. Onunla birlikte olmak, sadece fiziksel değil, ruhsal bir tükenişti. Aras, Liva'nın sırtını okşarken, kadının inlemeleri derinden gelmeye başladı. Parmakları saçlarına karıştı, dudakları dudaklarına değdi. Nefesleri birbirine dolanırken, Liva’nın beli kıvrılıyordu. Her kıpırdayışta, Liva biraz daha kayboluyor, Aras biraz daha bağlanıyordu. Yüz yüze geldiklerinde, Liva’nın bakışları değişti. Sıcaklık yerini mesafeye bırakmıştı. “Hiç kimse beni tutamaz, Aras,” dedi. “Ama sen beni unutamayacaksın.” Bu cümle, sevişmelerinden daha çıplaktı. Aras o an kadının göğsüne sarıldı, onu sanki kalbine bastırmak ister gibi. Ama Liva’nın teni sıcak olsa da ruhu buz gibiydi. Ve o soğukluk, Aras’ın içini yaktı. Gece uzun sürdü. Defalarca birbirlerine sarıldılar, defalarca tekrar başladılar. Ama her bitişte Liva biraz daha uzaklaşıyor gibiydi. Sanki her boşalmada, Aras’ın içinden bir şeyleri alıyor, kendine saklıyordu. Sabahın ilk ışığında Aras gözlerini açtığında, yatak soğuktu. Liva yoktu. Sabahlığı yerdeydi ama o yoktu. Sanki hiç olmamıştı. Yastığın üzerinde tek bir not vardı. Kırmızı rujla, sadece bir cümle yazılmıştı: "Geceyi soyup sana bıraktım. Ama ben asla sana ait olmadım." Aras notu eline aldı, kokladı. Üzerinde onun parfümü vardı. Ve o an, Liva’nın yokluğunda bile onunla yeniden sevişmeye başladı. Zihninde, kalbinde, bedeninde… Çünkü Liva gitmişti. Ama Aras onu henüz bırakmamıştı.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

ALIN YAZISI

read
4.9K
bc

Güç Savaşı

read
6.4K
bc

SARAYLI

read
7.6K
bc

Masamune 3 Kahin

read
1K
bc

Tavan Arası

read
4.8K
bc

Masamune 1

read
1K
bc

BELKİ BİR GÜN

read
27.7K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook