Arkasına yaslanıp, "Karar senin," dedi. "Ya bir hafta içinde benimle evlenirsin ve seni de kardeşini de en iyi şartlarda yaşatırım ya da teklifimi reddedersin ve muhtemelen borcunu ödeyemediğin için bir hafta içinde kardeşinle birlikte ölürsün." Sinirle elimi ensemde gezdirirken tekrar Ares'e döndüm. "100 bin liranın senin için hiçbir anlam ifade etmediğine eminim, sadece bana biraz daha zaman versen olmaz mı? Bu saçma teklif-" "Sana biraz daha zaman versem ve borcunu ödesen ne olacak? Kardeşinin ameliyatı için gerekli parayı bulabilecek misin?" Derin bir nefes alıp verdikten sonra koltuğa oturdum ve kafamı ellerimin arasına aldım. "İki seçeneğin var, seçimini yap."

Arkasına yaslanıp, "Karar senin," dedi. "Ya bir hafta içinde benimle evlenirsin ve seni de kardeşini de en iyi şartlarda yaşatırım ya da teklifimi reddedersin ve muhtemelen borcunu ödeyemediğin için bir hafta içinde kardeşinle birlikte ölürsün." Sinirle elimi ensemde gezdirirken tekrar Ares'e döndüm. "100 bin liranın senin için hiçbir anlam ifade etmediğine eminim, sadece bana biraz daha zaman versen olmaz mı? Bu saçma teklif-" "Sana biraz daha zaman versem ve borcunu ödesen ne olacak? Kardeşinin ameliyatı için gerekli parayı bulabilecek misin?" Derin bir nefes alıp verdikten sonra koltuğa oturdum ve kafamı ellerimin arasına aldım. "İki seçeneğin var, seçimini yap."

Yıl 750 "Mirela, Drusilla ile olan düellondan önce oğlum Levi'den enerji çaldığını kabul ediyor musun?" Gözlerimi devirdim. O sümüklünün enerjisine ihtiyacım olduğunu mu sanıyorlardı gerçekten? Dönemin en parlak öğrencisi Mirela, daha kılıcını kontrol edemeyen Levi'nin enerjisini çalacaktı?"Levi'nin enerjisine ihtiyacım yok," dedim belki de milyonuncu kez ve kafamı kaldırıp tam karşımda oturan Kral Luis'in gözlerine baktım. "Eğer gerçekten ihtiyacım olsaydı Levi'nin değil, sizin enerjinizi çalardım.""Ve ölürdün, değil mi?""Enerjimi çalıp ölümle burun buruna gelen sizdiniz, hatırlatırım." "Mirela!" Üstad Hades'in uyarısıyla kafamı eğdim, aksi takdirde kafamı koparacaklardı ve bu benim için pek de iyi olmazdı."Mirela haklı, birçok kişi onun enerjisini kullanmayı denedi ama başarısız oldu. Neden birinin, hele ki Levi'nin, enerjisine ihtiyaç duysun? Mirela zaten yeterince güçlü, Levi'nin enerji kaybıyla ilgisi olamaz." Helena her zamanki gibi beni savunuyordu. İşin aslı, savunmaları işe yaramıyor gibi görünsede konumundan dolayı herkesi etkiliyor ve çoğu zaman ufak cezalarla işin içinden sıyrılmama yardımcı oluyordu."Büyücülerimizin hepsi Mirela'nın Levi'nin enerjisini çaldığını doğruladı, Kral Luis. Kraliçe Libra'da buna şahit. Bu durumda, Mirela'nın söylediklerinin önemi kalmıyor.'Bakışlarımı Üstad Hades'e çevirdim. Ne anlatıyordu bu? Enerji çalmak büyük bir suç değildi ama Levi, Kral Luis ve Kraliçe Libra'nın oğluydu.  Tahtın tek varisiydi, bu ölüm kararımın çıkmasına bile neden olabilirdi. Neden onları kışkırtıyordu?"Mirela, cezası belirlenene kadar tapınakta kalacak. Konuşmak ve hareket etmek yasak." Bu cezayı ne ilk ne de son alışımdı. Üç ay tapınakta hareketsiz, konuşmadan oturduğum olmuştu, çok da önemli değildi yani.Kollarımdan tutan görevliler beni kapıdan çıkartmadan önce Kral Luis cezama birkaç şey daha eklemeyi unutmadı."Enerjisini kilitleyin, ikinci emire kadar büyü yapması yasak."

"Onu ormanın çıkışında bulduk, efendim. Saçlarına bakılırsa Mena kurtlarından, dış görünüşü de bu şüphemizi destekliyor."Çenemde hissettiğim parmaklar yüzümü sahibine çevirene kadar kafamı kaldırmadım, kimseye bakmadım ve yerde öylece oturmaya devam ettim.Bakışlarımız birleştiğinde "Kimsin?" dedi net bir sesle. Kısa ve net bir cevap istiyordu, onun kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama giyiminden ve tavırlarından önemli biri olduğunu anlamak zor değildi.Noir krallığından, siyah kurtlardan olduğu kesindi ama kral olamayacak kadar gençti, kimdi o zaman? Varis miydi, yoksa asker mi?"Mena varisi Prenses Arina," dedim mırıldanarak. "Saldırıya uğradım ve yönümü kaybettim, topraklarınıza izinsiz girdiğim için özür dilerim."Siyah gözleri parladı, varis olmamı hatta sır gibi saklanan Mena Prensesi olmamı beklemediği kesindi. Sıradan bir Mena vatandaşı ya da hizmetli olduğumu mu düşünmüştü? Öyle görünmediğime emindim.Parmaklarını çenemden çekti ve gözlerini gözlerimden ayırmadan, "Krallıklar arasındaki anlaşmanın ikinci maddesi nedir, biliyor musun Prenses Arina?" dedi. Kafamı tekrar eğdim, salak bir görevlinin karşısında bu duruma düştüğüme inanamıyordum. "Herhangi bir krallığın topraklarına izinsiz giren herkes, özgür bırakılana kadar Kral'a aittir." Gözlerimi devirdim, bu kuralı ailemin umursayacağını düşünmüyordu umarım. Ben Mena'nın tek kadın varisiydim, ailemin gerçekten de bu kurala uyacağını düşünmüyordu umarım.Çünkü beni bırakmazsa burayı onun başına yıkarlardı, farkında olmalıydı.Kafamı kaldırıp karşımdaki görünüşü Noir kurtu olduğunu haykıran, siyah saçlı ve siyah gözlü adama baktım. "Mena'nın tek varisiyim ben, bu kural benim için geçerli olamaz." Ayağa kalktım ve dik durmaya özen göstererek, "Beni bırakmazsanız burayı sizin başınıza yıkarlar, krallığınızdan geriye tek bir toz bile kalmaz." dedim.Ayağa kalkmama rağmen bana hâlâ yukarıdan bakıyordu, niye deve gibiydi bu adam!?"Öyle mi dersin?"Gözlerimi kısıp bakışlarımı etrafta gezdirdim ve tekrar karşımdaki dev gibi adama döndüm. "Aptal bir askerin lafıyla burada kalacağımı düşünmüyorsundur umarım."Arkama dönüp bir adım attığımda beni durdurmak için önüme çıkan tüm askerler anında duvara yapıştı."Mena kurtlarının büyülerini başka bir krallıkta kullanması yasak, Arina. İkinci kuralı da ihlal ettin." Sinirle arkama döndüm ve elimdeki enerji topunu ona doğru savurduğumda tek bir hareketiyle ona çarpmak üzere olan enerjiyi yok etti. Kaşlarım hafifçe çatılırken şaşkınlıkla ona bakıyordum. "Tanıştığıma memnun oldum, artık hayatına bu sarayda benim eşim olarak devam edeceksin. Mena kraliçesi değil Noir kraliçesi olacaksın." Gözlerim şaşkınlıkla büyürken ona doğru bir adım attım."Sen..." derken tam karşısında durdum. Bana yukarıdan bakarken aramızdaki boy ve cüsse farkından dolayı çocuğu gibi göründüğüme emindim."Noir kralı Ratan, tanıştığıma çok memnun oldum."