When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Your cookies settings
Strictly cookie settingsAlways Active
ic_arrow_left
Story By Elif Şahin
Elif Şahin
5Followers
463READ
ABOUTquote
kendi halinde evde kendi çocuğumu büyüten bir kadinim ev hanımıyım ve hikaye yazmayı çok seviyorum..
Her zamankinden daha soğuk bir gündü. Çatı kenarları sivri sivri buzlar tutmuş, yoldan geçen arabalar patina çeke çeke yokuştan çıkmaya çalışıyordu. Elisa her zaman ki saat 07.45 de okul yolundaydı. dizlerinin üstündeki karda bata çıka okula gitmeye çalışıyordu. Botlari yine su almıştı, elleri ayakları buz gibi olmuştu. Biran önce okula gidip kalorifer peteği ne yaslanip ısınmak istiyordu. Düşe kalka zorda olsa sonunda vardi okula. Ama okul her zamankinden daha sakindi, çoğu arkadaşı henuz gelmemişti. Elisa merak etmeye başlamıştı yavaş yavaş. Sonra birden öğretmeni geldi zaten sayıları çok az olan öğrencileri sıraya dizdi belliki birşey söyleyecekti. Herkes merakla öğretmeni bekliyordu, öğretmen; çocuklar çok fazla kar yağışı nedeniyle bugün okulmuz tatil evinize gidebilirsiniz dedi. Elisa hem çok sevinmişti bir yandan da bu soğukta tekrar evine gideceği için üzülmüştü, ama olsun sonuçta bugün tatildi ve bu çocuklar için çok büyük bir şeydi. Elisa daha fazla zaman kaybetmeden evine yola çıkti, dizine gelen kar artık karnini geçmişti yürümekte çok zorlanıyordu yoldan gitmeye de korkuyordu çünkü arabalar kaya kaya gidiyorlardı. Uzun ugras sonucu sonunda evine gelmişti koşarak zile bastı annesi kapıyı açtı ve şaşırarak a kızım neden bu saatte burdasın bir şey mi oldu diye sordu. Elisa soğuktan titreyerek annecim dışarının halini görmüyor musun bugünu tatil yaptılar dedi ve koşarak içeri girdi. Annesi yavaş kızım üzerin hep kar eve dokuyorsun demesini bile duymadı çünkü gerçekten çok üşümüş ve ayakları su içindeydi. Hemen sobanın başına geçti annesine de botlarini getirmesini istedi. Çünkü onları kurutup kardan adam yapacaktı çünkü bugün tatil ve o bir çocuktu. Biraz ısındıktan sonra annesine artık dışarı çıkmak istediğini söyledi anneside kızım hala botlarin ıslak hasta olursun dedi ama bu Elisayi durdurmak için bir neden değildi. Olsun anneciğim ilk üç tane çorap üst üste giyerim hiç birşey olmaz dedi ve dediğinide yapıp dışarı çıktı. Bütün arkadaslari disardaydi kimisi kayıyor, kimisi kartopu oynuyor, kimisi de kardan adam yapıyordu. Elisa en çok kardan adam yapmak istediği için o tarafa yoneldi ama unuttuğu bir şey vardı, malesef Elisanin eldivenleri yoktu bunu unutarak hemen karı avuçladi heyecanla arkadaşlarına yardım etmeye başladı bir zaman sonra elleri uyusmustu soğuktan ama oyunu bırakmakta istemiyordu. Daha fazla dayanamayarak eve gitmek zorunda kaldı ve ağlamaya başladı. Annesine; neden benim sağlam botum yok, neden bir eldivenim bile yok diye sitem etti. Annesi çok üzülmüştü çünkü Elisanin babası hastaydı ve çalışmıyordu, annesi ev işlerine giderek günü birlik para kazanıyordu ve Elisanin daha 3 yaşında da bir kardeşi vardı hayat gerçekten onlar için çok zordu. Evleri çok eski her yeri kırık dökük bir yerdi, sadece bir odaları ve bir mutfakları vardı banyoları bile yoktu annesi hep onlari evin ortasında koca bir legende yikardi.Ama elisa artık 10 yaşına gelmiş ve hayatı sorgulamaya başlamıştı, arkadaşlarına özeniyor onlar gibi bir hayatı olmadığı için hep agliyordu tabi bunu gören annesi ve babası da çok üzülüyordu ama onlarında ellerinden birşey gelmiyordu. Annesi elisaya ne kadar durumlarını anlatsa da daha çocuk olduğu için bir türlü durumu kabul edemiyor anlamıyordu. Babası zaten her gece ağlardı çocuklarıma bakamadiktan sonra neden yaşıyorum ki diye dusunurdu ama onu hep karısı teselli ederdi; olsun bey basimizdasin ya bu bize yeter derdi ama babası hiç bir zaman yastığa kafasını rahat koyup uyuyamazdi. Annesi desen zavalli kadın ne yapacağını şaşırmıştı gündüz işte akşam evde devamli çalışır dururdu herşeye yetmeye çalışırdı ama sonuçta o bir kadindi hayat gerçekten onun için çok acımasız bir hale gelmişti. Ağlasa da sizlasa da her iş ona bakıyordu o olmasa herşey yarım kalırdı. 3 yaşındaki bebeğine mi baksın, yemek mi yapsın, para mi kazansin.. Gerçekten artık çok yorulmuştu ama bıktım demeye hakkı bile yoktu çocukları için eşi için güçlü durmak zorundaydı. Kızının hatta eşinin bu haline oda çok üzülüyor ama sadece yiyeceklerini alabilecek kadar para kazanıyordu çünkü eşi yatalakti ve küçük kızlarına uzun süre bakamiyordu zavallı kadın ordan oraya savrulup gidiyordu. Elisa daha küçük olduğu için henüz bunların farkında değildi ama onun canını yakan şey arkadaşlarından gördüğü hiç bir şeye sahip değildi ve bu onu çok üzüyordu hep hayatı sorguluyordu daha bu yaşta. Aslında çok fazla bir beklentisi yoktu ama olmayınca olmuyordu. Zavalli annesi ne yapsa kimseyi mutlu edemiyordu. Aslında elisa anlayışli bir çocuktu çarşıda pazarda ne görse hayatta istemezdi, önce sessizce annesine paralarının olup olmadığını sorar sonra bakardı. Ama okul hayatı sınıf arkadaşları istemeden onu kendilerine ozendirmisti. Bu Elisanin hiç istemediği bir durumdu ama kendini istemekten de alikoyamiyordu. O gün annesi Elisanin durumuna çok üzüldü. Gerçekten kızıma bir eldiven alamayacaksam ben neden varım ki diye düşündü. zaten zavallı babası kendini hep suçlu hissediyordu bu olaydan sonra iyice içine kapanmıştı.