KRALİÇE

DİKKAT! Bu kitapta cinsellik aşırı ayrıntılı şekilde anlatılmaktadır. Kitap etiketi +21'dir. Buna göre okuyun! Sert ve otoriter ses tonuyla, ‘’Örnekliyorum Arven, iyi dinle!’’ dedi. Tüm odağımı kocama verdim. ‘’Benden başkasıyla dudak dudağa öpüşemez, sevişemez ya da sikişemezsin!’’ dedi. ‘’Kültürünüzü ya da geleneğinizi.. her ne haltsa anlamıyorum. Ama sana güveneceğim.’’ dedi. Kafamı olumlu olarak salladım. Eliyle bacağına iki kez vurdu. Onu hemen anlayarak harekete geçtim. Zarifçe bacaklarının arasına girdim ve vurduğu bacağına oturdum. Sonra da gözlerimi kırpıştırarak kocama baktım. ‘’Buyur kocam?’’ dediğimde, ellerini yanaklarıma yerleştirdi. ‘’Şimdi bana burada kaldığın gece yaptığın planı anlat.’’ dedi. Yutkunarak kendimi geriye çektim ama Candar bırakmadı. Böyle bir şeyi ona nasıl anlatabilirdim ki? Reddediyorum, hemde komple! ‘’Arven!’’ diye sesini yükselttiğinde, ‘’Beni kaçırarak buraya getirdiniz. Yani zorla alıkonulduğum yerde, böyle şeyler planlamam da sorun olmamalı.’’ dedim. Ciddi şekilde, ‘’Kendini haklı çıkartmaya çalışma. İsteseydin o kapıdan her türlü çekip gidebileceğini biliyorum.’’ dedi. Gözlerini devirerek, ''Artık biliyorum.'' diye düzeltti. Cılız sesimle, ‘’Nereden biliyorsun?’’ diye sordum. ‘’Karımı gayet iyi tanıyorum.’’ dedi. Gözlerimi Candar’dan kaçırdım. ‘’Beni ve ailemi öldürmeyi planladığın için bunun cezası olacak.’’ dedi. Alttan bakışlarla kocama baktığımda, ‘’Bana hiç öyle bakma! Cezanı çekeceksin.’’ dedi. ‘’Ama önce..’’ diyerek söze başladı. ‘’..neden vazgeçtiğini öğrenmek istiyorum.’’ dedi. ‘’Aşir yüzünden, o benim aileme ait.’’ dedim. Candar’ın yüzünde şok dalgaları oluştu. Kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldırıp, ‘’Ne? Nasıl yani?’’ dedi. ‘’Şu an buna cevap veremem. Kabul etmek istemediğim bir şeyi kabul etmek zorunda kalırım.’’ dedim. ‘’Tamam, zamanla bunları konuşuruz. Ne zaman hazır olursan.’’ dedi. Dudaklarına yaklaşarak öpücük kondurdum. ‘’Aşağıda çok ateşliydin.’’ dediğimde, ‘’Biliyorum.’’ dedi. Tek kaşımı kaldırarak, ‘’Biliyor musun?’’ diye sordum. ‘’Beni yiyecekmiş gibi bakıyordun, yukarıya çıkma imanı anladım. Ayrıca merdivenlerden çıkarken de götümü kesiyordun.’’ dedi. Sırıtarak, ‘’Ne var yani? Kocamsın sonuçta, seni aldım.’’ dedim. Ellerimi boynuna dolayacaksan beni dizlerinin üstüne yatırdı. ‘’Ne? Ne yapıyorsun?’’ diye sordum. ‘’Ceza veriyorum!’’ dedi. Ne cezası? Kafamı kaldırıp, gözlerimi kırpıştırarak karşı koltuğa baktım. Tam o sırada götüme sert bir şaplak attı. ‘’Ah!’’ dediğimde, bir kere daha vurdu. Şaşkınlıkla, ‘’Canım acıyor!’’ dedim. Tavizsiz ses tonuyla, ‘’Evet, daha da acıtacağım.’’ dedi. Bu nedense beni heyecanlandırmıştı. Daha önce hiç yaşamadığım bir deneyimdi. ‘’Hoşuma gitti, devam et.’’ dediğimde, kafasını yüzüme doğru eğdi. Bende kafamı sola çevirerek ona baktım. ‘’İnsanlar canları acıdığında bundan hoşlanmaz.’’ dedi. ‘’Evet ama limitlerimi öğrenirsem, yeniden böyle bir durumda kalırsam ne yapmam gerektiğini bilirim.’’ dedim. Candar kalçama öyle bir vurdu ki, ‘’AH!!’’ diyerek çığlık attım. ‘’Candar!’’ diye bağırdığımda, ‘’Ağzını sikmemi istemiyorsan, kapat o güzel çeneni Arven.’’ dedi. ‘’Ne dedim ki?’’ diye mırıldanırken, sert bir şaplak daha yedim. ‘’Yeniden bu durumu sadece benimle yaşayabilirsin! O yüzden ne yapman gerektiğini bilmene gerek yok.’’ dedi. ‘’Çok mu kıskançsın acaba?’’ dediğimde, ‘’Kesinlikle öyleyim.’’ dedi. Kocamın sesi fazlasıyla netti. Onu tamamen anlamıştım. Daha sert vurduğunda tüm odayı dolduran bir çığlık attım. Kalçamı kıpkırmızı yaptığına emindim. Candar beni kucağına alarak ayağa kalktı. Kalçalarımı avuçladığı için acıyla inledim. Beni kendisine bastırdığında, ereksiyon halindeki erkekliğini hissettim. İma dolu sesimle, ‘’Sanırım azmışsın.’’ dedim. ‘’Sesin yüzünden.’’ diyerek cevap verdi. Ona dişlerimi göstererek sırıttım. ‘’Sesim hoşuna mı gidiyor?’’ diye sorduğumda yutkundu. Bariz bir tehditle, ‘’Birazdan seni altımda inletirken daha çok hoşuma gidecek.’’ dedi. Boynuna iyice sokulup minik birkaç öpücük kondurdum. Fısıldayarak, ‘’Mahmut’a kelepçe seti aldırmıştım.’’ dediğimde gülümsedi. ‘’Üstünde kullanmaktan büyük zevk duyarım.’’ diyerek beni yatağa bıraktı. Dudağıma eğildiğinde onu arzuyla öpmeye başladım. Dudaklarımız ayrıldığında, ‘’Şu kelepçeler neredeler?’’ diye sordu. Ona bakarak kocaman gülümsedim. ‘’Hemen arkandaki kutudalar.’’ dediğimde, Candar’ın gözleri kutuyu buldu. İçini açtığında sadece kelepçeler değil, başka fantezi ürünleri de vardı. Hayretle, ‘’Bunları Mahmut’a mı aldırdın?’’ diye sordu. ‘’Evet, ne olmuş?’’ dediğimde bana gözlerini kısarak baktı. Kocam bana, ‘’Buraya gel ve şu zarı at.’’ dedi. Ne zarıydı o? ‘’Popom açıyor, gelemem.’’ dediğimde kahkaha attı. Elindeki zarı bana uzattı. “At bakalım karıcığım.’’ dediğinde, avucumu açarak zarı bırakmasını bekledim. Gözlerini gözlerimden çekmeden elindeki zarı avucuma bıraktı. Bunu yapması normalden daha uzun sürmüştü. Sanki o sırada bana, ilerleyen saatler hakkında uyarılarda bulunuyor gibiydi. Tabii ki dinlemedim. Çünkü onu içimde istiyordum. Elimdeki zarı incelediğimde, üstünde altı çeşit seks pozisyonunun olduğunu gördüm. Her birini kesinlikle denemeliydik. ‘’Atıyorum.’’ dediğimde, hemen yatağın dibinde ayaktaydı. Zarı yatağa fırlattığımda çok garip bir pozisyon üstte kaldı. Zara kazanmış şekli gördüğünde alay ederek, ‘’En azından götünün üstünde olmayacaksın.’’ dedi. ‘’Ve pozisyonda kelepçelerde var.’’ diye mırıldandım. Kocam kesinlikle canıma okuyacaktı. Az önceki uyarısını göz önünde bulundurarak, popomun acıdığını söyleyip kesinlikle odadan sıvışmam gerekiyordu. Bunu yapabilmek için geç kalmıştım. Gerçekten mahvolacaktım. Kutunun içindeki bağlamalı kelepçe setini çıkarttı. Beklediğimden daha farklıydı. Şekli spor yaparken kullandığım ağırlıklara benziyordu. Kocam önüme gelerek, ‘’Ellerini uzat.’’ dedi. Hiç tereddüt etmeden uzattım. Onları bileklerime geçirerek sıkıca bağladı. ‘’Sevişirken canımı acıtmayacak mı?’’ diye sorduğumda, ‘’Muhtemelen benim kadar değil.’’ dediğinde yutkundum. Bağlama yerinin ikisi kullanmıştı, üç tane daha var. Diğerleri nereleri bağlamak içindi? Yuvarlak olanı boynuma uzatarak bağladı. Bacaklarımı nazikçe kaldırarak, diğer ikisini de ayak bileklerime bağladı. Ellerimi bacaklarımın önüne aldığında, zaten hiçbir şekilde hareket edemiyordum. ‘’Elbisemi öncesinde çıkarmamız gerekmez miydi?’’ diye sordum. Çünkü şu an iç çamaşırlarım dahil her şey üstümdeydi. ‘’Bunları sorun etmene gerek yok.’’ dedi. Yeniden kutunun yanına gittiğinde, göremediğim bir şeyleri eline aldı. Sonra da yan bir bakışla beni süzdü. Gözlerinin içi tutkudan kararmıştı. Bu sefer bana, daha bir farklı bakıyordu. Komodinin üstüne elindekileri koydu. Sonra da yastığı alarak sırtıma yerleştirdi ve bu halimi zevkle izledi. Aciz şekilde gözükmeme bayılıyordu. Onun karşısında süt dökmüş kedi halimden tahrik olduğunu görebiliyordum. Elleri elbisemin yakasını bulduğunda hiç tereddüt etmeden asılarak yırttı. Ağzım şokla açık kalmış şekilde ona baktım. Gerçekten sorun etmeme gerek yokmuş. “Bu elbiseyi zaten sevmemiştim. Bacakların fazla göz önündeydi.” dediğinde, kafamı geriye atarak kahkaha attım. Bu halimden yararlanıyordu. Elbiseyi iki yanımdan çıkarttıktan sonra gözleri dantelli iç çamaşırımı buldu. “Ağzını aç.” demesiyle anında itaat ettim. “Dilini de çıkart.” dediğinde onu da yaptım. Şu an ne kadar aptal gözüktüğümü umursamıyordum, zira kocamın gözlerinin içindeki ışıltılarda kaybolmuştum. Candar gözlerimin içine bakarak tüm kıyafetlerini soyundu. Gözlerim önce göğüs kaslarına, oradan karın kaslarına ve ardından sertleşmiş penisine değdi. Avucuna alarak erkekliğini sıvazlamaya başladı. Sanki sikinin tadı hala ağzımdaydı. Sadece birkaç gün önce dilimle onu yalıyor ve Candar’a zevk vererek sömürüyordum. Ağzımın içine fışkırdığı ve tüm yüzümü de kaplayarak, beni döle buladığı anı hatırladım. Bu anılar yutkunmama neden olmuştu, bedenimde harekete geçen hislerle istekli bakışlarımı Candar’a çevirdim. Beni öldürmekten beter yapacaktı. Bana yaklaşarak iki parmağını önce dilime sürttü, sonra da yavaşça ağzımın içine soktu. En derinlere kadar ittiğinde öğürme isteğiyle ağzımda salyalarım birikmeye başladı. Candar boğazımdaki bağlama ipini tutarak, “Yutkunma!” dedi. Ağzımın içinde biriken tükürüklerime parmaklarıyla gel git yapmaya başladığında, odada inanılmaz sesler yankılanmaya başladı. Bu sadece beni değil, aynı zamanda Candar’ı da tahrik ediyordu. Çünkü çıkardığım sesler adeta seks birleşmemizi andırıyordu. Ağzımın içindeki parmakları hızlandıkça, salyalarım dudak kenarlarımdan önce çeneme oradan da göğüslerime akıyordu. “Bu gece sikmediğim deliğin kalmayacak Arven!” dediğinde, tüm bedenim beklentiyle titredi.